Sokak Köpekleri Sorunu Nasıl çözülecek?
Arhavi Yemişlik mahallesi,muhtarı Vedat Güney başıboş sokak köpeklerinden dolayı günde en az on kişinin kendilerini aradıklarını belirterek, belediye ve vatandaşlar arasında kaldıklarını söyledi.
Güney açıklamasında başıboş köpeklerin cadde ve sokaklarda sürüler halinde gezmeye başladığını belirterek, soruna kesin çözüm bulunmasını istedi.
Güney , şu ifadeleri kullandı;
*Mahallelerimizin cadde ve sokaklarında topluca gezen, başıboş dolaşan sokak köpekleri vatandaşlarımızın korkulu rüyası haline geldi. Sürüler halinde gezen köpekler vatandaşları bazen metrelerce kovalıyor.
*Özellikle sabah namazına giden cami cemaati ve erkenden okula giden öğrenciler büyük korku yaşamaktalar. Köpek saldırılarından dolayı yaralanan öğrenci ve vatandaşlar var.
*Ayrıca, bisiklet, motosiklet ve arabaların arkasından koştukları için trafiği tehlikeye düşürüyorlar.
“BELEDİYELERİN ELİNİ KOLUNU BAĞLIYOR”
*Belediye yetkilileri 5199 sayılı hayvanları koruma kanunu gereğince sahipsiz köpekleri hayvan barınağında tutamıyor.
*Kanunla koruma altına alınan köpekler yasa gereğince rehabilitasyon işlemleri olan, acil müdahaleleri, tedavileri, gerekli işlem ve girişimleri ile üremelerinin önüne geçmek için kısırlaştırma operasyonlarını yaparak, barınma ve beslenme ihtiyaçlarını sağlayarak rehabilite edilen bu hayvanlardan uygun olanları tekrar alındıkları bölgelere bırakılmak zorunda.
“KISIRLAŞTIRILIP SOKAĞA SALINIYOR”
*Sokak köpekleri genelde belediye tarafından toplanarak hayvan barınağına konuyor ya da kısırlık aşısı yapılarak tekrar sokaklara salınıyor.
*Köpeklerin aşılanıp, aşılanmadığı ise kulaklarına takılan küpeler ile anlaşılıyor ancak son zamanlarda mahallelerimiz cadde ve sokaklarında kulaklarında küpe olmayan onlarca sokak köpekleri görülmeye başlandı.
“SOKAĞA ÇIKARAMIYORUM”
Muhtar Güney, sokak köpeği ile ilgili şikayetleri ilettiklerinde belediye yetkililerinin “kanun var” cevabı verdiklerini vatandaşlar ise “çocuğum var” diyerek yaşadıkları endişeyi dile getirdiğini kaydetti.
Güney “Bundan önceki yıllarda köpek saldırması sonucu yaralanan vatandaşlar oldu. Vatandaşlar korkudan çocuklarını sokağa çıkaramıyor. Sürü halinde gezen sokak köpekler kabus olmaya deva ediyor. Belediyeyi arıyoruz, ‘kanun var diyor, vatandaş ise ‘ya çocuğuma veya bana saldırırsa ne olacak’ diyor. Biz muhtarlar olarak ne yapacağımızı şaşırdık” diye konuştu.
ARHAVİ BELEDİYESİ GEREKLİ KISIRLAŞTIRMAYI YAPSAYDI BU KADAR KÖPEK OLMAYACAKTI.
Öte yandan haykod hayvan severler derneği üyeleri Açıklama yaparak şunları söyledi ;
bizim aramızda da köpeklerden korkan ya da çocukları olan insanlar var. Biz de halkın birer parçasıyız ve Arhavi’deki sokak köpeği sorununu görebiliyoruz ancak bunun çözümü belediyeyi arayıp bu köpekleri burdan alın demek değil. Geçen hafta bilindiği üzere Boğaziçi Mahallesi’ndeki 3 köpek alınarak bakımevine kapatıldı. Hatta toplama aşamasında Kömür adlı köpeğimizin burnundan ve ağzından kan geldi. Şu an Boğaziçi’nden alınan Kömür ve Karabaş adlı iki köpeğimiz kayıp. Bakımevinden kaçtıkları iddia ediliyor. Daha önce de bu şekilde köpeklerin bakımevinden kaçtığı söylenerek köpekler hiçliğe gönderildi. Neredeler, yaşıyorlar mı, durumları nedir bilmiyoruz. Arhavi halkının da bu konuda vicdanlı ve duyarlı olacağını umarak hayvanların yok edilmesine karşı bize destek olmalarını talep ediyoruz. Lütfen belediyeyi arayıp bu hayvanları alın demek yerine “Bu hayvanlar neden kısırlaştırılmıyor, neden küpeli değiller?” diye sorun. Şu an sokakta en az 3 hamile köpek var. Belediye zamanında uyarmamıza rağmen bahaneler sıralayarak kısırlaştırmayı geciktirdiği için kızgınlığa girmiş dişilerin etrafında toplanan onar köpeklik sürüler oluştu ve dişilerin çoğu hamile kaldı. Bizim kısırlaştırma talebimiz yıllar öncesinde dinlenseydi, geciktirilmeseydi şu an sokaktaki yüzlerce köpek hiç doğmamış olacaktı. Bizim amacımız sokaktaki hayvan sayısını arttırmak değil. Sokaktaki canlarımızın tamamen kısırlaştırılmasını ve hayatlarının sonlarına kadar sağlıklı bir şekilde yaşamalarına izin verilmesini talep ediyoruz.
ARHAVİ BELEDİYESİ GEREKLİ KISIRLAŞTIRMAYI YAPSAYDI BU KADAR KÖPEK OLMAYACAKTI.
İlçe belediyeler ise sadece yaralı ve hasta sokak hayvanlarına hizmet veriyor. Bütün yük İlçe belediyelerine kalınca küpeleme ve kısırlaştırma noktasında hizmetler yetersiz kalıyor.Arhavi hayvanları koruma derneği olarak Arhavi’deki tüm canların yaşam haklarını resmi olarak 3 sene, gönüllü olarak ise çok daha uzun yıllardır savunmaktayız. Gönüllüler olarak Arhavi’de görev yapmış belediyelerden tek talebimiz sokak canlarının kısırlaştırılması konusuna öncelik vererek, bunu en kısa zamanda yapmalarıydı. Bu konuda belediyelere uygun fiyatlı, ücretsiz kısırlaştırma ameliyatı yapan bir çok veteriner önersek de belediyeler bu konuda elle tutulur çalışmalar yapmadı.Bakımevinin açıldığını duyan Arhavi‘nin halkı önüne gelen her köpeği bakım evine bırakmak istedi.İnsanların bu konuda bilinçlendirilmesini ve oranın bir barınak değil bakımevi olduğunun anlatılmasını talep ediyoruz. Nasıl yaşlı bir insanı huzurevine bırakmak yerine hastaneye bırakmıyorsak aynı şekilde sağlıklı bir hayvanı da bakımevine kapatamayız.
HAYVANLARIN YAŞAM ALANI SOKAKLARDIR
Ahlaksız ve adaletsiz bir savaş var, bu gariban hayvanlar ile Site-Apartman Yönetimleri arasında. Yaşam alanlarını gasp ettikleri hayvanların site apartman kurum bahçelerine sığınmalarına bile izin vermiyor, zehirliyor, torbalayıp atıyor, onlara bakan gönüllüleri engellemeye çalışıyorlar.
Arhavi halkının sokak hayvanlarını besleyen hayvan sever arkadaşlarımıza karşı tutumlarından da oldukça şikayetçiyiz. Gönüllülerimizin üzerine çekiç sallayan, alnından silahla vurmakla tehdit eden, balkondan yumurta fırlatan, küfürler eden, su döken kişiler oldu. Bizim tek amacımız bizi yaratan Allah’ın bize dost olarak gönderdiği canlıların karınlarını doyurabilmek, yaralarını tedavi edebilmek. Bize bir terör örgütü üyesiymişçesine yapılan hareketlere, edilen hakaretlere ve gösterilen şiddete Arhavi halkının da karşı durmasını istiyoruz. Arhavi halkı olarak hiçbir canlıyı dışlamadan huzurlu bir şekilde yaşayabilecek kadar bilinçli ve duyarlıyız. Bugün bize ya da hayvanlara karşı gösterilen şiddetin yarın bir gün size ya da çocuklarınıza gösterileceğini unutmayın.
Oysa Hayvanları Koruma Kanunu 3. MADDESİNDE, a) “Yaşama ortamı: Bir hayvanın veya hayvan topluluğunun doğal olarak yaşadığı yeri ifade eder” denmektedir. Yani, hayvanların kendi doğal güdü ve yetenekleri ile girip yaşamlarını sürdürdükleri, “özel veya kamuya ait ayırımı olmadan” tüm ağaçlı alanlar, bahçeler ve açık alanlar dahil olmak üzere her HER YER”, kedi ve köpeklerin “doğal olarak yaşadıkları” yerler yani “yaşama ortamları” dır. Yani kanun yaşama ortamını tarif ederken, özel alan veya kamu alanı diye bir ayırım yapmamış, “hayvanın doğal olarak yaşayacağı her yeri YAŞAM ORTAMI” olarak tanımlamıştır.