Mutlu, “Milleti kutuplaştırıp, ayrıştırarak değil birleştirici politikalar üreterek sorunları çözmek gerekiyor”

“GERÇEĞİ GÖRMEK İSTEYENLER SOKAĞA İNSİN”

İktidarın oturduğu yerden belli rakamlar üzerinden siyaset yapıp sözde çözümler ürettiğini belirten Memleket Partisi Artvin İl Başkanı Fehmi Mutlu, “inip sokağa baksalar,  halkın içine inseler böyle olmadığını yakından görecekler. Ülkenin içinde olduğu durumu oturdukları yerden değil sokakta gerçekleri görecekler” dedi.

İktidarın Türkiye’de her şeyin güllük gülistanlık olduğunu söylemlerini çok üzücü bulduğunu ifade eden Başkan Fehmi Mutlu, “Kapanan kepenkler iflas eden firmalar,  ürünü para etmeyen çiftçilerimiz,  tenceresine kaynatmaya gayret eden evdeki kardeşlerimizin sıkıntılardan hepsini tek tek inceledik biliyoruz.  Ama Türkiye'nin asıl meselesi bunlarken, şu andaki hükümet Türkiye’de her şeyin güllük gülistanlık olduğunu, Çok da abartılacak bir sıkıntı olmadığını duyuyoruz, bu tabii ki de üzücü. Kendileri inip bir sokağa baksalar,  halkın içine inseler böyle olmadığını yakından görecekler.  Ama bunu milletimizi kutuplaştırıp, ayrıştırarak değil birleştirici politikalar üreterek sorunları çözmemiz gerekir. Vatandaşı Nasıl sorunlu dertlerine çare olacak bir hükümet istiyor. Bugün 4.250 TL olan asgari ücret bunların dertlerini bir nebze dahi olsa 3 ay 5 ay sonra bu fiyatların yetmeyeceğini göreceksiniz.  Bundan 1 ay önce dolar 8 lira civarındaydı şimdi 16 lirayı geçmiş durumda. Bunun yanında temel gıda fiyatları yani insanların evinin ihtiyaçları olan yağı, peyniri, ekmeği,  tuzu,  bugün yüzde 100-150 civarında artmış durumda ne kadar dayanılacağını siz düşünün. Genel başkanımız Anadolu gezilerinde bunu net olarak görmekte, çözüm önerilerini ortaya koymaktadır. Aziz milletimiz tercihlerini artık bir noktada kesinleştirmiştir” diye konuştu.

“Her Parti Z Kuşağı Diyor, Z Kuşağı ise Muharrem İnce”

Z Kuşağının görüşünün Memleket Partisinden yana olduğunu söyleyen Mutlu, “Z kuşağı üzerinde yapılan çalışmalar var. Her Parti bir çalışma yapıyor Z kuşağı bakıyor şu andaki siyasi partilere kendilerinin geleceği için onlardan bir ümit görmediği için,  Muharrem İnce'nin etrafımda görüyoruz. Hayat bağlı Alım gücü düştü,  doğalgaz yüzde 25 artmış,  benzin yüzde 60 artmış,  gübre fiyatları yüzde 150 artmış,  zirai ilaçlar yüzde 80 artmış zam üzerine zam ile üretime darbe yapılmıştır. Üretim girdi maliyetleri acilen düşürülmelidir.  Market lobisine bir an önce neşter atılmalıdır. Bugün görüyoruz zamlar yağmur gibi peş peşe gelmektedir.”

“TUİK’inAçıkladığı Rakamlar Geçerli Rakamlar Değildir”

Cumhurbaşkanının açıklamaları ile TUİK’in açıklamalarının birbirini tutmadığını ve bunun da TUİK verilerinin gerçeği yansıtmadığını belirten Başkan Mutlu, “Normal tüketim rakamlarına baktığımız zaman TÜİK'in 21.83 Açıklamış olduğu enflasyon rakamları Cumhurbaşkanımızın açıklaması ile Enflasyonun %50 olduğunu,  %50 oranında da çalışan işçilerimize asgari ücret verdiğini gördük. Bu ne demektir, TUİK’in açıkladığı rakamlar geçerli rakamlar değildir. TUİK’in açıklamış olduğu peynir 18.89 açıklanmıştır, margarin 21,34 kuruş olarak açıklamıştır, En çok kullandığımız şekeri söylüyorum 6.91 kuruş açıklanmıştır. Böyle bir fiyat yok,  Örneğin Amerika süper güç diyoruz,  Amerika'da bile enflasyon 6,45 enflasyon var bu rakam 1982'den sonra ki enflasyon ABD için. Yani bu enflasyon dünyanın her tarafında var.Ama akılcı politikalarla bu enflasyonla mücadele edilir ve buradaki insanların kendi parasının değerini arttırması lazım. TL olan itibar tekrar kazanılmalıdır.  Aksi takdirde 17 liraya dolar dayanmış,  böyle giderse artmaya da devam ediyor bu gidiş hayırlı bir gidiş değil. Gelişmekte olan ülkelerde enflasyon devamlı ön planda olur,  ama şunu söyleyeyim kullandığımız politika tercihlerimiz ve yaptığımız ekonomi tercihleri ile birlikte enflasyondaki artış körüklüyor,  para politikalarındaki uygulanan yanlışlar enflasyonu daha da arttırıyor.

Hayat pahalılığı üzerinde bu insanlara bir güvence vermemiz lazım.  Bu zamların neden yapıldığını, Neden her gün marketlerde fiyatlarının arttığını sorgulamamız lazım bunu sorgulayacak olan da iktidardır. Bugün markete gittim etiketler değişiyordu,  dolar 17 liraya çıktığı için, böyle bir mantık var mı? Azınlıklar sefasını sürerken,  çalışanlar, emekçiler,  emekliler gibi, bu insanlar ne yapacak. Bu artışların sonunu da düşünemiyoruz artık. Buz üstünde fren yapmış bir araç gibi kayıyor gidiyoruz,  bu aracı durduramıyoruz çünkü altı buz. Nerede Patlayacağımız,  nerede duracağımız belli değil” ifadelerini kullandı.

İktidarın erken seçim riskine giremeyeceğini de vurgulayan Mutlu, “Şu anda asgari ücrete zam verildi,  bu zaten Aralık ayında yapılan rutin bir işlem.  Bazı siyasetçiler Erken seçim yapılacak bunun için bu zammı verdi diyor hayır,  bunun erken seçimle veya uzak olan bir seçimle alakası yok. Hükümet Erken seçim kararı alırsa, asgari ücret açıklarken Cumhurbaşkanı 2 defa üst üste seçim ile ilgili cümle kurdu ama devamını getirmedi.  6 ay içerisinde Erken seçim olur mu, olabilir ama bu şartlarda bir iktidar Erken seçim riskine girmez. Piyasalar toparlanır, Dengeler biraz yerine oturur daha sonra girer,  Çünkü oy oranları ortada anketlerde de veliler var,  Erken seçim 2020 de yapılmış,  Erken seçim talebi yüzde 32 olarak çıkmış,  en son geçen ay yapılmış yüzde 60 oranında çıkmış.  Vatandaş da artık kendini yönetilmediği kanaatine hâkim olmuş. Enflasyon düşük gelirlinin üzerinde vergi olarak yansır, enflasyon bu insanlara vergi yükü getirir. Bu enflasyon ve hayat pahalılığı noktasında bu süreçte iktidarın çok iyi mücadele verip farklı argümanları kullanarak bunun vatandaşın üzerindeki maliyetinin düşürülmesi lazım. Seçmen bu tutarsızlığı asla ve asla kabul etmez ve bunun bedeli de ağır ödetir sandıkta. Yarın bir seçim olsa yüzde 50 alacak ne mevcut iktidar var ne muhalefet var,  artık Öyle kolay değil iş tamamen sıkıntıya düştü. Ekonomiye yansımaları, baskıları Seçmenin oy kullanmasında,  tercih noktasında bir değişkenlik yarattı. Seçmen yavaş yavaş Kendini geri çekmeye başladı, Bunun için seçmen şu anda bir çözüm bekliyor” şeklinde konuştu.

Toplum üzerindeki baskıyı azaltmak gerektiğine de değinen Mutlu, “Kutuplaşma siyasetinden beslenmek,  kendi seçmenini O kutuplaşma da seçmeninin farklı partilere gözünün çevirmemesi için ortam hazırlamak,  Örneğin barınma sıkıntısı çeken öğrenciler var, bu öğrencilerin bir darlığı var,  Bir de bu sıkıntıyı çekmeyen var burada kutuplaştık örneğin. Yani barınma sıkıntısı çekenler bir tarafta,  bu Sıkıntı çekmeyenler diğer tarafta,  Bu bir kutuplaşma örneği. Bunun sonucunda ay sonunu getirebilen ay sonunu getiremeyenler. Örneğin emekliler ay sonuna getiremiyor fakat üst bürokratlar ay sonunu getiriyor. Bunları böyle sıralamaya başladığımız zaman, ekonomideki,  eğitimdeki geçişkenlikleri toplum üzerindeki baskıyı azaltmak lazım. Birtakım fırsatçılar da bundan nemalanıyor,  Çünkü genel tüketim malzemeleri de özellikle arttırarak insanlar üzerindeki ekonomiyi daha çok daraltarak,  bu hükümetin dışında fırsatçıların yaptığı bir şey. Buna engel olabilecek iktidardır,  bugünkü iktidar bize 6 ay verin biz bunları düzelteceğiz diyor.”