Geçen ki yazımda değindiğim gibi insan dünyaya gelerek hayatın var olduğunu ıspatlıyan tek akıllı canlıdır.
Çok çeşitli ve renkli insan karakterleri günümüzde hala yeni yeni profiller çizmeye devam ediyor. Örneğin sen, sen çok özel bir insan olduğunu kendine sürekli hatırlatmalısın. Unutma sakın! kaç yaşında olursan ol, seni bir daha hiç bir ana doğuramayacak. Gençsen, yaşayacağın bu hayatı bir başkası senin gibi yaşayamayacak. Yaşlıysan da aynı sözleri söylemekten çekinme hiç bir ana bir daha beni doğuramıyacak de. Kendinizle ilgili hiçbir şüpheniz olmasın insan hayalini kurabildiği bütün herşeye ulaşabilecek güçtedir. Sadece çevrenizdeki kendi benliğini kaybetmiş kendi gücünün farkında olamayan ve içe kapanıp başkalarının tökezlemesiyle beslenen insan tipleri yüzünden bu karamsar halleriniz.
Bizim memleketin insanına özgü olduğunu düşündüğüm kibir konusunda, çevre il ve ilçeler de meşhur olduğumuzu biliyorsunuz değil mi? Bir yerde okumuştum; "çevrenizde ki arkadaş veya yakınınız yere düştüğün de ona el uzatıp kaldırmak çok kolaydır. Bunu herkes yapabilir. Asıl zor olanı o arkadaş veya yakınınızın başarısını büyük bir coşku ile alkışlamaktır. Ancak bunu özel insanlar yapabilir."
Bazen fıkralarada konu olduğumuz olmuştur. Bu kısa fıkrayı da anlatmadan geçmeyelim;
Günün birinde ölen bir adamı zebaniler cehenneme götürmüşler. Adam cehenneme vardığında, karşısında ateşin üzerinde fokurdayan koca koca kazanlar ve her kazanın başında kocaman tokmağı ile bir zebani duruyormuş. Onca kazanın arasında bir tane kazanın başında zebani olmadığını gören adam bu durumu garipser ve onu getiren zebanilere sorar.
adam-- "Bu kazanlar da ne!"?
zebani-- "Bunlar, günahkar insanları suç ve cezalarına göre ayırdığımız kazanlar"
adam-- "peki her kazanın başında kocaman tokmaklarla zebaniler neden bekliyor"?
zebani--"çok ızdıraplı bir durum olduğu için bazıları kazandan kaçmanın yolunu buluyorlar. Zebaniler de bu kaçanların kafasına tokmağı vurup tekrar kazana düşmelerini sağlıyor."
adam--"peki bu sonda duran kazanın başında neden zebani yok" diye soran adamın aklında bu kazana girme hayali bir anda kendisini cezbeder.
zebani-- gülerek " hahaha çok gariptir daha biz de anlayamadık ama onlar Arhavi'liler. İçlerinden biri kazandan çıkmanın yolunu bulunca aşağıdakiler ayağından tutup geri çekiyorlar. Biz de artık onların başına zebani koymuyoruz" derler.
Başarıları alkışlamak büyük erdem dir.
Evet fıkralara konu olacak kadar kendi içimizde kibir ve çekememezliğe yol açan bu durumu bende oldukça garipsiyorum. Sebebini çok daha farklı fikirlere sahip olmama rağmen kısa ve öz açıklamak gerekirse, hepimizin bir birinin yakını, dostu ve akrabası olduğuna bağlıyorum.
Çevrenize bakın, hepimiz yada bir çoğumuz siyasi emeller uğruna ötekileştik ayrıştık. Birlik olup başarı elde etmektense birbirimize çelme takar olduk. Köylerimizde hesler doğamızı ve yaşam kaynağımız dereleri harabeye çevirdi. İnsanlar bir biri ile konuşmaz oldu. Kimimiz burdan çıkar sağladı kimimiz ağladı yıprandı kimimiz göz yumdu kimimiz bu uğurda hayatını hiçe saydı. Oysa ki köyde yaşayan komşumuz, akrabamız, abimiz, kardeşimiz yine aynı köyde eskisi gibi yaşamaya devam ediyor. Kim kazanç sağladı bu heslerden ben inanmıyorum hiç bir köylüye uzun vadede bir faydası olmamıştır. Ya zarar?? Peki önümüzde ki günler de daha bir çok bu türde yıkımlarla karşılaşacağımızdan haberdar mısınız. Yakın zamanda gündeme gelecek olan madenler konusu köylerimizi nasıl etkileyecek? Yine çok yakın zaman da kafes balıkçılığı ile ilgili bir çok firmanın Arhavi de bu işi yapmak için başvurularını çoktan yaptıklarını biliyor musunuz? Evet yakın gelecekte sanırım memleketimizin gündemi bu iki konu ile çalkalanacak. Sizlere önerim bu iki konu hakkında Arhavi de üzerine sorumluluk alan duyarlı insanların bilgilendirme ve anlatımlarını yakından takip edip zarar ve faydaları hakkında kesin bilgilere ulaşmanız olacaktır.
Dileğim, memleketim insanlarının yaşadığımız coğrafyanın kıymetinin farkına varıp, her birimizin diğerimize ihtiyacı olduğunu hatırlayıp ellerimizi yavaş yavaş kenetleyerek eski güzel Arhavi ye doğru bir adım atabilmek. Dostumuzun başarabilmesi için destek vermek, onun düşmemesi için yoldaki engeli görüp onu yerden kaldırmak bizi zamanla eski güzel günlere getirmek için bir başlangıç olacağını düşünüyorum. Her biriniz dostunuza sarılın o sizin en büyük hazinenizdir.
|